25 Ocak 2020 Cumartesi

Geçmemişlikler

İşte! öylece duruyor karşımda yine bu koca tablo.
Kaldırıyorum, parçalıyorum.
En acı hortkuluğum yok etmeyi bir türlü beceremediğim.
Koşuyorum, yoruluyorum kimi zaman. 
Terlerimi bocalıyorum üzerine boyaların belli belirsiz, akar diyorum değişir.
Yüzüne bakılmıycak hale getirdim ben çizdim bu resmi biliyorum.
Her fırça darbesini ben vurdum, vurmaya da devam ediyorum biliyorum.
Ve işte yine salonumun ortasında beni izliyor.
O bana bakıyor, ben ona kilitledim gözlerimi.
Kaçamadığım, yakalandığım anlardan birindeyim yine öylece duruyor karşımda bütün heybetiyle bu tablo.
Üzerine karaladıklarım kapatmıyor hiç bir manzarasını, sanki tam da olması gerektiği yerlerine yapışıyor mürekkebim.
Hiç bir tezat gem vuramıyor ahengine başım dönüyor.

Bir an sendeler gibi olup kuruluyorum çaresizliğin rahat koltuğuna kaldırıyorum kafamı ve tekrar işte!

Öylece duruyor karşımda yine bu koca tablo!
Geçmişim!

İçim geçmiş, kafam geçmiş, bütün o sarhoşluğum, koşuşturmalarım, kalabalığım, kararttığım gecelerim geçmiş.
Ben de geçmişim.
Geçmişim geçmişimin karşısına.
İzlerken kendinden geçiren, evet evet en çok geç vakitlerde karşıma geçen, işte duruyor karşımda yine bu koca tablo. Geçmişim!
Ve geçmişimin tüm geçmemişlikleri...

Sen de, bu yazıyı okuyan her kimsen artık, ilişme bana.
Çünkü ne tam zamanı bu tabloyu örtmenin ne de çok erken.
Yetişemezsin, beceremezsin, uzanamazsın perdeme.
Vakitlice giremez kimse hayatıma bil, sen de geçsin.
Uğraşma, sen geçme önüme zaman geçsin,
Yahut bırak ben ne vakit istersem o vakit geçsin.