10 Haziran 2020 Çarşamba

Kafes

Bir boşluk var göğüs kafesimde.
Epey oldu sarılmayalı.
Daralıyor bazen göğsüm bu kafeste.
Azalıyor sarsıntıları,
Azalıyor her nefeste.
Korktuğum bir hali var yaşamanın,
Ve kaçırıyorum iplerini yaşamımın.
Delirmişçesine savruluyor düşüncelerim.
Boğuluyorum bazen yutkunamıyorum,
Epey oldu sarılmayalı tutunamıyorum.
Bir his var içimde tanıyorum.
Tebessümlerim de tanıyor, kahkahalarım da ve hatta göz yaşlarım bazen.
Öyle ilahi ki bu his, seni severken tanrıdan utanıyorum.
Epey oldu sarılmayalı,
Oysa her gece yanına uzanıyorum.

9 Haziran 2020 Salı

bu gece değil

Aklımdan çıkmıyorsun hala,
Bahçeye bakınırken çimlere uzanıyorsun,
Yemek yaparken sarılıyorsun arkamdan,
Güneş batmaya yakın çıkıyorum dışarı bazen,
Yine saçmalıyoruz sen ve ben bilmediğimiz sokaklarda.
Bir dünya keşfediyorsun sen, bense seni.
Hiç bir manzaraya değişemedim  hala yüzünü, saçlarını.
Bir körlük belki, belki delilik, belki de saplantı.
Tanımı olmayan bir kelime ediyor her üçü de farketmez.
Bir şizofren yapıyorsun beni bazen evet ama, 
Bu gece değil.
Bu gece kesiyorum çimlerini bahçemin,
Gidiyorum bütün sokaklarından
Ve keyfini çıkarıyorum bu gece, neye benzediğini unuttuğum manzaramın.

Hala silemedim hayallerimden,
Geleceğe dair bütün anılarım seninle dolu,
Bir şekilde kesişiyor yollarımız.
Bütün rüyalarım senden bahsediyor,
Haddimi aştığımda uyanıyorum,
Ama bu gece değil.
Bu gece çıkıyorsun tüm hayallerimden.
Bu gece çıkıyorsun yolumdan, yahut ben çıkıyorum.
Bu gece görmüyorum rüya.
Bu gece yürümüyorum boş bir kampüste,
Göl kenarında bir çardak yok bu gece,
Bu gece ne geçmişim, ne gelecek.
Zaten ne geçesim var, ne de gelesim.
Bu gece sadece, gidesim var.

6 Haziran 2020 Cumartesi

Ölüm de benim, aşk da benim

Ölüm kadar cesur, sevemeyecek kadar korkağım.
Bir uçurtma kadar yüksek, uçurumlar kadar dipsiz, küfür dahi ederim bazen edepsiz.
Ama sövmem kendime,
Ölüm de benim aşk da benim.
Ve benim uçurumdan yuvarlanmış uçurtma.

Rüya kadar gerçek, göremeyecek kadar körüm.
Gir diye dua ederim bazen, sarılırsın kaçar uykum, uyanırım inanmadığım düşlerden, yüksek düşüşlerden.
Ama görmem kendimi.
Rüya da benim göz de benim.
Ve benim güya yarım kalmış rüya.

Benim, üzerine yazılmış her şiir.
Hem kalem de benim kağıt da benim.
Bir parçan vardı aşktan bahseden.
Hepsi benim,
Hepsi, benim.

4 Haziran 2020 Perşembe

Vasiyet

Bir gün bitirdiğimde bu yolculuğu,
Sevdim tanrım diyeceğim.
İyi bi insan oldum mu? Bilmiyorum ne kadar kötüydüm.
Dolu dolu mu yaşadım yoksa çıkamadım mı kafesimden bilmiyorum.
Evrende neler yaptım, olmasaydım ne olurdu, neden yaratılmıştım neydi bütün bu geçen yılların mevzusu bilmiyorum.
Ama sevdim, bunu biliyorum.

Yarattığın başka bir bedene tutuldum,
Ellerini her tuttuğumda tekrar heycanlandım, okşadığımda saçlarını farkındaydım parmaklarımın arasında gezinen bu eserin, sesini duydum bütün müziklerini susturdum tabiatın, varoluşum boyunca var ettiğim güzellik kavramımı tek bir gülüşte topladım, gözlerinde, dudaklarında, kalbinde, uykusunda seni gördüm.
Yüzlerce tablosunu incelediğin bir ressamın başyapıtına ait olurmuşçasına güzeldi.

Neydi bu curcuna, bu koşturmaca, bu nefes alıp verme hırsı, yaşama tutkusu, bilmiyorum. Neden yaratıldığımı da bilmiyorum, ama bir şey biliyorum. Sevdim. Ve teşekkür ederim tattırdığın bu güzel duygu için.