30 Temmuz 2015 Perşembe

Sitemkar

Adınla şiirlerime başladım
Bilmeden deydiğin bu hardı
Hicran destanını senden yazdım
Kağıttaki mürekkep degil kandı

Sevsem de inanmadın ki, sevdam
Bitmedi ve maziden beri vardı
Aksa da inanmadın ki, gözyaşım
Döküldüğü bu kağıt kadar saftı

26 Temmuz 2015 Pazar

Kış gelse artık

Yaz geldi, her taraf yangın yeri yine, güneş esirgemiyor sıcağını Ankaradan ve içimi harlandırıyor yine. Biliyor musun en çok da yazları çekilmiyor sensizlik. Sokaklar çarşılar insan kaynıyor, ve ben bir sokak çocuğunun çığlıgında dahi arıyorum seni. Dayanamıyorum bu curcunaya, bu gürültüye. Ankara ne kadar dayanamıyorsa o kadar dayanamıyorum iste.
"Kış gelse de sokaklara sessizlik çökse" artık...

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Aşka his verenler

Kimi yağmuru hisseder kimiyse sadece ıslaklığı
Kimi her şeyi başarır kimiyse sadece aptallığı
Aşkı hissedenler elem görmezken acıyı
Aşka his verenlerin acı olur yoldaşı

Durma yağmur yağ yüreğime
Söndür ıslak ateşini bu kalbin
Durma yağmur yağ yüreğime
Acısını yoldaş eyle bu kalbin.

Durma hayat ak ciğerime
Bir nefes daha çekeyim onsuz
Durma hayat ak ciğerime
Baska türlü sevemem sonsuz...

Memnun...

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Araf


Bir de şu "güle güle" yada "elveda" ile bitmeyen mektuplar yok mu en çok da onlar kanser eder adamı. Umut kemirir düşüncelerini insanın, bir termitten daha feci belki de. Muallak, yani arafta kalma durumu bir insanın düşebileceği en kötü durumdur. En güçsüz hissettiğiniz andır bu, hiç bir şey gelmez elinizden ve daha da kötü yanı bunun alabildiğine farkında olmanızdır. Yani...
Ya güle güle bitirmeli mektupları
yada güle güle diyerek.
Ya tek bir güle bitirmeli mektupları
yada gülden yüz dönerek.
Ya gülsüz dikenler oyalamasın kimseyi
yada kan ağlasın eller, güller üstüne
Ya kimse diyemesin sahteyi yahut sahiyi
yada bir anlasın eller, değsin kalbin üstüne.

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Yin Yang


Yağmur var dışarıda yine, semanın damlaları  kaldırıyor toprağın tozlanmış yüzeyini ve huzur verici bir toprak kokusu esiyor aralanmış penceremden içeri,
hem ben yağmurla huzur doluyorum bazen. İstemsizce kafamı uzatıyorum dışarıya belki yağmurda koşuşturan bir kaç insan görmek için gökçek'in gri göllerinde, belki de sadece bir kaç su damlacığı hissetmek için yapıyorum bunu. Nitekim görüyorumda bahsettiğim kalabalığı fakat yalnız değil bu mahşeri cümbüş. Uçuşmuş bir reklam panosunun altında yağmurdan korunmaya çalışan 5 nufuslu, suriyeli bir aile görüyorum.
Küçük su damlacıkları dahi ölümcül oluyor bazen, bazense yağmur dehşet verici.
 Ailenin hemen 30 metre ilerisinde yıllardır gölge ettiği insanlardan bir gram vefa görmeyip sulanmadığı için kurumaya yüz tutmuş bir ağaç takılıyor gözüme. Yağmuru sevinçle karşılarmışçasına şakırdatıyor yapraklarını ve her damladan hayat buluyor dallarına.
Yağmur hayat veriyor bazen.
Velhasıl kelam dostlarım küçük bir yağmur dahi değişkendir perspektiflerden. Tam zararlı hiç bir şey olamayacağı gibi tam yararlı da yoktur...
Vesselam

17 Temmuz 2015 Cuma

Bu Devirde Koyar mı be


Tüketmişken hayat bütün ağaçları, yamaçtaki bir umut fidanına tutunup
Bu devirde kolay mı be sevmek.
Yaşamak için onlarca sebep varken,
Leylanın birine gidip tutulup.
Bu devirde kolay mı be ölmek.
Ne yapar ne eder diye düşünürken,
her saniye endişeyle tutuşup.
Ulan hem de bu devirde kolay mı be gülmek.
Mecnun aşkına inanmazken
Yatsıda söncek bi mum tüttürüp
Bu maşuğa bu devirde koyar mı be gitmek.

Sarılmak


Bazen ,
Unutuyorum galiba diye bir düşünce yeli,
Savuruyor kalbimin tozlu sayfalarını.
Sonra bir zaman geçiyor,
Sağ tarafımda bir sızı.
Evet evet tam sağ yanımda.
Solum deil bu sefer canımı yakan.
Senin solunun sağıma değmemesi,
Bedenimin solsuzluğuna edindiği aşikarlık beni korkutuyor...

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Ben Allah'a Karaladım


Bir kağıda birşeyler karaladım
karalarım kıta oldu
kıtalarsa dünya,
Sevdam için karaladım
karalarım cefa doldu
cefalarsa mana.
Ben de kuluna karaladım
karalarım heba oldu,
hebadan bir derya.
Sonra uğruna karaladım
karalarım vefa buldu
vefa ki bir hülya.
Leyla dedim karaladım
karalarım isyan doldu
sevmişimya güya.
Ben aşkıma karaladım
tüm karalar seni buldu
maşukmuşsun zira.

Bu terste bi' işlik var

Çığlık çığlığa susarken dilim sımsıkı açmışım gözlerimi, doğudan batan güneşi izliyorum. şarıl şarıl durmuşken nehir, koca koca barajların tribün sesini dinliyorum. Sözde yeşil yollar geçerken karadeniz yaylalarından, belki de artık grileşmiş doğayı seyre dalmışım. Ve bir teyzenin çığlığından duyuyorum dostlarım, BEN KÖLE DEĞİL HALKMIŞIM...

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Hayat devam ediyor

İşte, hayat elinde kalan sıcak kanlılarla sürmeye devam ediyor. Bize de yaşayıp tarihimizi beklemek düşüyor. Doğduğumuzda okumuşlar kulağımıza ezanımızı, ölünce de kılıcaklar namazını o vakitsizce okunan ezanın. Hoş, ne ezanımız vakitlidir zaten ne de namazımız. Karşılamak için şu emanet bedenin ihtiyacını, ve bir gün daha eksiltmek için kalan ömrümüzden, bugün de iyi geceler sayın okur.

Bazen


Bazen oturup da iki kelime yazamıyor insan.
Bazen se iki kelime yazmaya yetemiyor lisan...

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Seven Adam

Tatmin etmek için nefsi,
Aşkı bahane koyamam.
Yüzük takmayacağım eli,
Allah şahit tutamam.