23 Eylül 2016 Cuma

Unutulmuş Yıldızlar Üzerine

Sivri bir savaşın en zirvesine açtı gözlerini çocukluğum,
Ve nerde ne söylense delil edildi aleyhime.

Hayallerimi yıktılar, unutulmuş bir şehirde daha büyüklerini kurdum.
Bir gün pisman olsunlar diye.
Belki bir hapishane kosesinde,
Belki de ecnebi diye zikrettiğim baska bir yerde,
Baska bir bedende ben,
Yeniden doğdum.

Ve yine kimlerin yüzüne tükürdüm kim bilir,
Kaç can aldı masumiyetim.
Biliyor musun? ben sahiden de bilmiyorum,
Kaç tembelin hakkını yedi birbirine kattığım gecem gündüzüm.
Ne diye sukut şu dilim, hala açıkken gözüm.
Bilmiyorum,
Anlatamam açık dilli körlere renklerin lezzetini, belki ben de bilmiyorum.
Ve ne yazdıysa tozlu hatıra defterim parçaladım silgiyi,
Tek bir satır silmiyorum.

İnsanlar dostlarım bazen görmek istediklerine inanırlar.
Ve bazı geceler gitmiş sanarlar gökyüzündeki yıldızları,
Dilekler bile dilerler kayanlar üzerine.
Oysa şehrin sisli öfke bulutlarıdır bu gece vakti gok yüzünü kaplayan.

Ve bir gün gecenin en siyahında,
Nerden geldiğini anlayamadıkları
Adını bile unuttukları uzun bir yıldız kumesi kaplar gökyüzünü.
Aydınların ışık verdiği karartılmışlar aydınlatır memleketi bir gün.
Ve iste o gün,
Kayıp düşen yıldızlar bir kosesinden dünyanın, gök yüzünü izlerler

Vedalasmamiza izin vermediler bizim, biz de gerek duymadık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder