27 Haziran 2019 Perşembe

Kuşlar ve Leylaklar

Anlık gelen hüzün rüzgarlarından ibarettir insan. Anlık verilen kararlardan, anlık yaşanan duygulardan, anlık dokunulan tenlerden. Anılık hatıralardan, defterlerden, kurutulmuş gül yapraklarından. Anlık gelen hüzün rüzgarlarından ibarettir insan.
Bazen bi mecnun çölünden kum taneleri getirir bu rüzgarlar, oturtur kirpiklerime tozları ve yaşlandırır gözümü. Belki de bu yüzden uzattı kirpiklerimi tanrı. Yine de durmam bu rüzgarlarda. Çok konuşurum ben yürürken bilirim, ama siz de bilin durduğumda çok susarım. Zordur çölde su bulmak.

Bazen de kuşları beraberinde sürükler o deli rüzgarlar, dalından kopmuş, kırılmış kaç çiçeği varsa kentin hepsini sürükler. Kızmıyorum o rüzgarlara iyi oluyo konuşturuyolar beni. O kadar güzel geliyo ki cıvıltılar, kokular. Unutuyorum gözlerimin tozunu. Solmasınlar diye mataramdaki tüm suyu boşaltıyorum büyüleyici çiçeklere. Sonra bir an geliyo susuyorum. Ve yine duruyorum çölün ortasında öylece. Artık sertleşen kalbimi savurmaya yetmiyor rüzgarların gücü.
Suçu yok su verdiğim çiçeklerin, kokladığım güllerin, şarkılarını dinlediğim kuşların suçu yok. Sert çölün rüzgarı çoktan dağıtmıştı iklim haritamı, tanımını dahi unutmuştum baharın. Bir umuttu doğanın ikinci rüzgarı kuşlar ve leylaklarıyla. Esti geçiyor işte dokunuşlar ve kuruttuklarıyla.
Belki diyorum içimden, bir gün alırım tüm menekşelerin kokusunu ve çiçek açar ıhlamurlar. Belki yeni bir doğuş, uçan leyleklerle değil açan leylaklarla gelir bir gün.
Belki siz de bir gün kuşlar ve leylaklar kadar çok sevilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder