4 Temmuz 2019 Perşembe

Bir bahçenin tasviri

Ne kokunu anlatabilirim kömürleşmiş şehirlere, 
Ne de tenindeki dokuyu dokuyabilirim kelimelere.
Islak bir sokak lambasının altına oturup, sigaramı yakarım.
Bir nefes çekerim derinime ve bu olur en büyük feryadım.
Kızma bana, inan. Çok denedim.
Her şair girişemez güzelliği bilinen bi çiçeği tasvire

Santim santim ezberliyorum yüzünü sen bakmazken.
Kusur saydığın ne varsa kusura bakmasın.
Bir heykeltıraşın kazıyacağı her kıvrımına dokunmak istiyorum sarıldığında, ellerime kazıyorum coğrafyanı.
Cildindeki her ton bir ağırlık çökertiyor gözlerime. Bir ton ağırlığın arasından yüzünü seçmek istiyorum.
Kaç rengi varsa karıştırıyorum paletimin.
Yine de tek bir fiske vuramam bu tuvale.
Neden diye sorma.
Her ressam betimleyemez güzelliği görünen bir çiçeği.

Herkes bilir ne olduğunu senin.
Çok severim, sarhoş olur kendimi bilmem bazen ama seni bilirim.
Kıskanırım, biri birini seviyorum dese, ben seni bilirim.
Doksan noksanlığımı sayar yüzüme hayat, ben bi seni bilirim.
Ama bilmem dudaklarının tadını.
İnan kendimi bilmezlik değil.
Isırmamış kimse bilmez bir cennetin yalanlarını.

Şimdi ne ölürüm sevginden ne de yaşatır beni yokluğun.
Ne ilk kalem bu bunları yazan, ne de yeter buna sonsuzluğum.
Hem hiç bir fani anlatamaz ölmüş bir bahçenin en hayati çiçeğini.
Ve her şair girişemez güzelliği bilinen bi çiçeği tasvire.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder