17 Şubat 2016 Çarşamba

Gitmek...

Ah be çocuk.
Sen kırmız kırmızı damlaların yanaklarına düşmesi ne demek bilir misin?
Gitmek zorunda olmak,
Giderken ayaklarının kalbinin tekleyen ritmine eşlik edememesi,
Ölmek ne demek bilir misin sen?
Hala nefes alırken ölü olmak.
Sen severken bitmek ne demek bilir misin?
Kan ağlamak ne demek bilir misin sen,
Sen çocuk, sevdiğini üzmek nedir bilir misin?
Nerden bileceksin ki,
Mecburiyet kelimesini hecelerine dahi ayıramazsın sen.

Ah be çocuk,
Sen büyük olmak ne demek bilir misin,
Her geçen gün biraz daha büyümek.
Yeni yeni kalpler kırmak,
Yeni kalplere sığmak.
Hiç bilmeden yüreklere değmek ne demek bilir misin sen?
Sen oturup koca adamlar gibi ağlamak ne demek bilir misin?
Çocukken ilişmezler sana pek.
Ne istiyorsun felan derler en fazla.
Koca adamlar ağladım mı adettendir,
Herkes sorar. "Ne oldu anlat" diye.
Bir Allahın kulu da gelip,
Gel beraber susalım demez.

Off çocuk of, sen değer vermek ne demek bilir misin?
Seherler vermek,
Seferlere çıkmak,
Güvenmek...
Sen kırılmak nedir bilir misin çocuk?

Off çocuk of.
Büyüyünce kaybetmek, bir kaç misketten fazlasına mal oluyor.

Sürekli kaybetmenin,
Meysiz sarhoşlukların,
Yersiz savruluşların ne demek olduğunu bilir misin sen?

Nerden bileceksin ki?
Sana bunu anlatmak,
Meleklerin, "şeytanım" demesi kadar anlamsız.
Kalmak
Şimdi gitmekten çok daha zor ve imkansız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder