14 Ağustos 2015 Cuma

Beklemek Üzerine

Not: yazıyı okumaya baslamadan once https://youtu.be/v7fuE6pJj_8 linkindeki müzigi açarsanız yazının hissiyatını anlayabilirsiniz.
Beklemek, en zor halidir yaşamanın. Hoş buna yaşamak denirse. Böyle bekledikçe bekleyesin gelir bazen bazen de bunalırsın. Kimi zaman umut olur bekleyeni ayakta tutan, kimi zaman da vazgecerse beklediği onca zamanın boşa gidecek olduğunu bilmesi. Gerçekten de öyledir çünkü, sanki bırakmanı beklermişçesine karda saklanan bir çiçeğin bir anda günyüzüne çıkması misali (ki ismine luzum yoktur bu çiçeğin) yüzüne çarparlar yüreksizliğini, on hatta belki yirmi katı şiddetinde denize karşı her akşam salladığın elinin.
Bak ne guzel demiş Asaf "Gelecekse beklenen, beklemek guzeldir"
Aslında hepimiz bir şeyler bekleriz; hayattan, hayalden, bazen bir şahıstan bile.
Benim hic bekleyenim olmadı, yahut olduysa da bilmiyorum bu yüzden size beklenen olmaktan bahsedemeyeceğim ama beklemek faslından saatlerce söz edebilirim hatta kim bilir belki de beklemek dahi zaman zaman beni anıyordur.
Yaa öyle iste sevgili okur herkes beklermiş biraz, ben de bekledim. Neden, ne zaman, ne kadar demeden sadece bekledim. Hem öyle Asaf gibi gelip gelmeyeceğini de bilmeden bekledim. Sadece, neden diye sormama gerek bırakmayan tek nedenden bekledim.
Aslında her seyi bekledim ben belki de sırf bu yuzden kaybettim beklenenleri. Gariptir, şuan bile eski leyla ile mecnun bölümlerine bakarken buldugum iki dakikalık bir fon müziğinden başa sara sara ilham getirmesini bekliyorum.
Ee ben de böyleyim iste her beklenen gibi, ilhamın da tadını kaçırıyorum zaman zaman.
Çok mu konuştum ben yine?
Aman ya bırakın yazayım okumayacağınızı bilsem de bir kalabaliga yazarmışçasına yazayım, zira sıktı artık beklemek.
"Ee ne diyorduk?"
"Hah, gözler."
"Öyle değil miydi yoksa?"
Sanırım beklemek kafamı karıştırdı.
Zaten ne zaman bir şeylerden bahsetsem gozleri geliyor aklıma.
Her neyse gözü, sözü bir tarafa bırakın da sahi neydi beklemek. Gercekten de 'üç babalar' diye tabir edilen sanatçılardan birinin yazdığı bir şarkıda gectigi gibi ibadet miydi? Yoksa bu sözler hayatını beklemeye adamış bir insanın avunuşundan mı ibaret.
Delirtiyor insanı bazı sorular. Tıpkı beklemek gibi. Sahi hayattan beklemek eylemini silsek çok daha yaşanılası olacak aslında.
Yanlış anlamayın burda bir yazıda ne kadar çok beklemek kelimesi gecebilir diye bir test yapmiyorum, sadece bir süre sonra anlatmak istiyo insan.
İzninizle "Beklemek" ile başladığım yazımı yine "Beklemek" ile bitirmek istiyorum. Zira kimisi için en büyük sondur
Beklemek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder