7 Mart 2015 Cumartesi

Can Yanması

Canın yandığında en çok sevdiğine mi koşarsın, seni en çok sevene mi?

Garip bir sorudur bu çoğu "seni en çok sevene" diye cevaplandırır çoğu zaman. Ama bence bu insanların kalbi düşüncesinden ziyade etik olduğunu düşündükleri şeydir. Halbuki kalp insanı hep sevdiğine koşturur.

Hikmet Anıl Öztekin, Elif gibi Sevmek kitabında "...sevme demem ama seveceksen de;
Sol yanını ve beklentilerini koy bir kenara, acıyı sevmeye bak." diyor.

Yani acıyı en derin hissettiğin, canının en çok yandığı an zaten sevdiğine koştuğun andır.
Her canın yandığında seni en çok sevene dönmek demek, sevdiğine koştuğun o yolda seni seveni
 -absürt bir benzetme olacak ama- yorgunlukta mola verdiğin bir çay bahçesi olarak görmektir. Oysa sevdiğine koşmanın gayesinde ulaşmak olmadığını bilen mecnun, molaya neden ihtiyaç duysun ki.

Bu yüzden mertçe kalbini konuşturmalıdır insan toplumunu değil.


Bu yazıyı yazdığımı gören bazıları "bunu sen mi söylüyorsun" diyecek. Evet bunu düşünceleri bir gecede, uzun bir süre için çabucak değişebilen ben söylüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder