5 Ekim 2015 Pazartesi

THE END

Gece kendini uğultulu rüzgarın ıssızlığına bırakırken,
Hayat tüm basiretimi bağlayıp seçimi sana bırakırken,
Güz, yerini unutulmuş bir mevsim çaresizliğiyle gökten düşen pamuk tanelerine bırakırken,
Sen, hiç tutmadığın ellerimi bırakırken,
Milyonlarca şair, kelime oyunlarını artık bırakırken,
Hayat benden seni alıp bir şair musvettesi bırakırken,
Şu vefasız dünyanın vefasızları sağolsun, bir mecnun daha sevmeyi bırakırken,
Sevdan bile kaybolup, geride "şiir" denilen bir bağımlılık bırakırken.
Ve artık seni kastedip etmediğimi dahi bilmediğim onca karalamanın üzerine tüm kalemleri bir kenara bırakırken,
Ben yazmayı bırakıyorum,

Ve artık güven bana,
Zira bu sefer sana verilmedi sözüm.
Anladım, gerçekten sönmeli bu közüm.
Mertçe söylüyorum şimdi,
Ne sana ne de başkasına deger uğruna ölüm,
Ve bilmeni isterim kimseye de ithaf olamaz önsözüm.

Ve işte bunlardı bir şairin kaleminden çıkan son mürekkepler. Yahut bir bağımlının son dozları...

1 yorum: