22 Nisan 2015 Çarşamba

Mesela Yani

Bir sokak şarkıcısıyımdır ben açmışımdır gitarımın kabını, sermişimdir yere çalıyorumdur gitarımı sokaklar boyu. Kabıma girecek olan ve gidip simit çay yapacağım üç kuruş para için çalmıyorumdur yanlış anlamayın ben çalıyorsam kendim için çalıyorumdur.
Sokak için çalıyorumdur, üzerinde koşuşturup duran insanlar için değil.
Şu hayatın zorlamasına karşı gelen ve çalamayan ve sırf çalamadığı yahut çalmadığı için aç kalan çocuklar için çalıyorumdur, küçüklüğü pop cehennemlerinde geçmiş üç beş şımarığın kulaklarının pası silinsin diye değil.
Çalıyorsam ben, her gece elinde bir gazete kağıdına sarılı içkisi ile sokakların en büyük dostu kaldırımlarda öylece yığılan amca için çalıyorumdur, şarap kadehlerini eskitenler için yıpratacak değilim gitarımın tellerini.
Çalıyorumdur her gece kızılayın ortasında ben. Varsın kimse bilmesin, kimse görmesin, bir ben bileyim bunu, bir ben varayım notaların zevkine gecenin karanlığında, Ankara'nın ayazını bir ben hissedeyim kulaklarımda. Alçak düşünceler belki bunlar, olsun benim düşüncelerim.

Yahut çalmıyorumdur, belki de hiç çalmamışımdır. Belki de sokak üzerinde koşuşturup duran, şarap kadehlerini eskitirken çalgıcının kabına bir simit parası atmayı ihmal etmemiş üç beş şımarıktan biriyimdir. Hem ne olmuş ki kürk mantomu çıkarıp da hissetmemişsem Ankara'nın ayazını, benim düşüncelerim temiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder