Bir sokak şarkıcısıyımdır ben açmışımdır gitarımın kabını,
sermişimdir yere çalıyorumdur gitarımı sokaklar boyu. Kabıma girecek olan ve
gidip simit çay yapacağım üç kuruş para için çalmıyorumdur yanlış anlamayın ben
çalıyorsam kendim için çalıyorumdur.
Sokak için çalıyorumdur, üzerinde koşuşturup duran insanlar
için değil.
Şu hayatın zorlamasına karşı gelen ve çalamayan ve sırf
çalamadığı yahut çalmadığı için aç kalan çocuklar için çalıyorumdur, küçüklüğü
pop cehennemlerinde geçmiş üç beş şımarığın kulaklarının pası silinsin diye
değil.
Çalıyorsam ben, her gece elinde bir gazete kağıdına sarılı
içkisi ile sokakların en büyük dostu kaldırımlarda öylece yığılan amca için
çalıyorumdur, şarap kadehlerini eskitenler için yıpratacak değilim gitarımın
tellerini.
Çalıyorumdur her gece kızılayın ortasında ben. Varsın kimse
bilmesin, kimse görmesin, bir ben bileyim bunu, bir ben varayım notaların
zevkine gecenin karanlığında, Ankara'nın ayazını bir ben hissedeyim
kulaklarımda. Alçak düşünceler belki bunlar, olsun benim düşüncelerim.
Yahut çalmıyorumdur, belki de hiç çalmamışımdır. Belki de
sokak üzerinde koşuşturup duran, şarap kadehlerini eskitirken çalgıcının kabına
bir simit parası atmayı ihmal etmemiş üç beş şımarıktan biriyimdir. Hem ne
olmuş ki kürk mantomu çıkarıp da hissetmemişsem Ankara'nın ayazını, benim
düşüncelerim temiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder