22 Nisan 2015 Çarşamba

Sıkkınlık

Yine canım sıkıldı, atıyorum kendimi ankaranın ayazında, yağmurunda hiç bilmediğim sokaklara ve bana yabancı kaldırımlarda atarken ağır ağır adımlarımı geçiriyorum içimden "acaba bunlar da diğerleri gibi taş mı kesilecek kasvetimden". Dilimin baskısına karşı koyamayan ayaklarım, akan bir burun ve kızarmış kulaklarla atıyor beni elektrik israfından kaçınmamış şahsalı bir Maraş dondurmacısına. Her zamanki gibi çikolatalı alıyorum dondurmamı ve çıkıyorum geride nefis uğruna bırakılmış bir bir lira bırakarak. Damlarken üzerine rahmet taneleri dondurmamın, eriyen ve elime dökülen kısmı dahi umurumda olmuyor. Hiç bir şey düşünmüyorum sanki sonsuz bir boşluk var beynimin olması gerektiği yerde. Canım sıkkın olunca hiç bir şeyin tadı yok -evet dondurmanın dahi-


Garip şey şu sıkkınlık. Bağırmak istiyorum fakat lügatim kapatmış kapılarını ses tellerime. Çağırmak istiyorum fakat kimse gelmiyor aklıma. Dağılmak istiyorum belki düşünmem diye fakat bir bakıyorum ben zaten dağılmışım. Yaşamak istiyorum fakat görüyorum ki sevincinden dahi eser kalmamış içimde. Allah Kimsenin başına vermesin.
Tarık Gönen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder