20 Eylül 2015 Pazar

Bir Demlik Çay ve Bir Dem Sevgi

Klavyeler mi eskiyen, yoksa şu sonu "altına başsız virgüller koyduğum noktalarla" biten cümlelerim mi?
Kalemimin köy zılgıtlı düğünlerde sıkılırmışcasına harcanan kurşunları mı bu paramparça kalbin müsebbibi, yoksa şu yağmurlu ve bir o kadar da sensiz gecelerde altlıksız bardaklarda içtiğim çayın keskinliği mi?
Sahiden de artık küflenmiş bir sözden mi geliyor bu tek hecenin körlüğü, yoksa demini mi fazla koymuşum?
Peki ya bu kaynarlığı kalbimin? bu kadar taze mi daha acın, yoksa umursuzca geçirilmiş gecelerde ben -yine, bir kez daha- çayın altını kapatmayı mı unutmuşum?

Sen en iyisi boşver çayı felan galiba ben bütün demliği üzerime düşürdüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder