4 Eylül 2015 Cuma

Her şeyin hayırlısı, senin bile...

Alt yazısı kaymış filmler gibiyim bazen, nerede duracağımı nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Ne dudaklarını okuyabiliyorum hayranlıkla baktığım yüzünden, ne de içinde hep tek bir şey aradığım kelimelerini anlamlandırabiliyorum.
Bazen de ikinci sınıfta düz sıra halinde pttden pul aldırılıp zorla yazdırılmış adressiz zarflara koyulan mektuplar gibiyim. Nereye gideceğimi, nereden başlayacağımı bilmiyorum. Senden baska ne yol ne de gidilecek bir yer biliyorum. Ben de böyleyim işte, hep yanlış zamanda yanlış yerde oluyorum yahut yanlış cümleler kuruyorum doğru yerlerde bulunduğum istisnai zaman dilimlerinde. Senden yana ne şansım vardı ne de bir papatya yaprağında aranabilecek kadar küçük bir umudum kalmıştı her ağlamaklı olduğum günde gülünecek halime. Kederim olduğun aşikardı fakat benim bulmak istediğim kaderim olup olmadığındı. Sonuç olarak çıktığım yer keder kader gibi kelime oyunları ile edebiyat yapmanın tehlikeli olduğunu anlamamdan öte gidemedi. Her neyse bırakalım bu bir şairin kaleminden belki de sanatsalbir zorlama ile çıkarılmış edebiyat kuruntularını. Gerçekten şanssızlığım mıydı beni bu duruma getiren? yoksa bu bütün zaman ve mekan kavramlarını elinde tutanın bana oynadığı küçük oyun benim dunyadaki en büyük şansım mıydı? Sahi o gün "ben de" desen ne olurdudan ziyade ne olmazdıya yoğunlaşmalıyım belki de. Ne olmazdı? Varlığın bana yokluğun kadar büyük bir ilham olamazdı mesela, yazamazdım şu benim bile nasıl yazdığımdan emin olamadığım satırlar dolusu yazıyı. Yazabildiğimin farkına varamazdım mesela şiirsiz geçen onca yağmurlu gecenin üstüne. Hayırlısıymış sensizlik sanırım, zira şuana kadar neden dediğim ne varsa hepsinin bir hayrını gördüm hayatta. Ne güzel be hayata pembe gözlüklerden bakmak, açmak penceremi her gün daha güzel bir güne. En güzeli de ne biliyor musun, yokluğunun da en az varlığın kadar hatta belki daha da yettiğini bilmek ve çürütmek bir dumandan çıkmış gri düşünceleri. Sadece yedi renkten oluşan bir gökkusağının, griler şehri Ankarayı renkledirebildiği kadar da olsa mutluluk katmak hayata iyi geliyor hem.
Her kitap hayırlısı ile bitmeli öyleyse yahut karşınıza çıkan her sonun hayırlı olduğunu bilmek gerekir öyleyse, ve hiçbir zaman karışmamalı tanrının işine, "hayırlısı" olmalı bir son mesaj hayırlısı öyleyse.

Ben de böyle sürekli yazıyorum ama bir gün bir işe yarayacak bu yazılar ve dönüp baktığımda arkama, geçirdiğim güzel zamanlar olarak kalacaklar mazi defterimde biliyorum. Belki de bilmiyorumdur hiçbir şey bilmediğim gibi. Hayat işte, hayırlısı be -yok yok o düşündüğünüz çiçek değil-...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder