10 Eylül 2015 Perşembe

Harkadaş kalbimi alçaklara uğratma, sakın...

Bir gülüşün bir kamyon yükü sevgi taşıdığı zamanlardı karşılıksız. Uğursuzlugun son demlerinde tüm böcekler senin adınla uçuyordu. Umutsuzluğun yakarışlarından sıyrılabilmiş bir kaç suskunlukla başbaşa kalıyorduk çayım ve ben. Ve ben yine kan kusuyordum kalemimden her gece, kalp nedenli kansızlığın verdiği acı ile, sahi be başka bir iş yüklemeyin şu organa kafası karışıyor saçmalıyor.
Şükür ki gecti zor günler yahut belki de artık ileri sürülmüyordur. Öyle ya da böyle zor oluyor tekrar açmak bir kez kapattım mı mazi perdesini. Sanırım artık uğurluyum, bir çocuğun üfleyerek uçurduğu uğur böceğinin her kanat çırpışı kulaklarımda yankılanıyor artık. Ve umutluyum, bir kelebeğin kapanan göz kapaklarının açılma ihtimali kadar da olsa. Gururluyum artık, başkasının gözlerine de seninkilere baktığım gibi bakabilmenin haklı mutluluğunu yaşıyorum içimde. Ama hala suskunuz çayım ve ben, kimseye demeyiz derdimizi şu kağıt müsvettelerinden gayrı. Suskunluğumuzu duyanlardan öte dostumuz da yoktur zaten. Söylemişimdir belki yahut bahsi geçmiştir senin için yazdığım onca şeyin arasında hatırlamıyorum "Senden sonra çok degiştim ben". Bir zaman sonra anlıyorum ki "harkadaşlıkmış" sana zor gelen, belki de sadece arkadaşlıkmış lazım gelen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder