8 Eylül 2015 Salı

Seni Yazıyorum, Bana Yazıyorum...

Ne kadar saçmalasam da az geliyor bazen. Yazdığım tüm edebiyat kuruntuları hep bir  yenisini daha istiyor benden.
O kadar çok anlattım ki sana seni, okumamışsındır dahi hepsini, olsa olsa duymuşsundur.
Ya da ne bileyim düşünüyorum bazen, belki de anlattığım kadar bile yokmuşsundur.
Hem kim demiş sana yazdığımı?
Böylesine karşılık beklenmeyen bir amaç uğruna eskitilmemeli hiç bir kalem yahut bir şairin uykusuzluğuna neden olabilecek kadar düşünülmemelidir hiç kimse. Benim de artık sen sıkmıyorsun canımı, seninle olmamaktan ziyade yazmamak artık kötü hissettiriyor bana. Sen diye bir alışkanlığım vardı benim, bağımlılık gibi bir şeydi bu. Gitmek bilmediği gibi bu alışkanlık başkalarını da çekti yanına. Senin yerini dahi almıştır belki bilmiyorum bazen seçim yapmak zor geliyor. "Seni mi düşünsem yazı mı yazsam? Senimi düşünsem de yazımı yazsam." gibi basit kelime oyunları ile çözebiliyorum böyle problemleri zor da olsa derinlerde. Fakat yazmak her gün o kadar basit olmuyor işte, sen gözlerini mutsuz kalkacağın bir sabaha açacağını bilerek kapatmak ne demek bilir misin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder