15 Kasım 2015 Pazar

Aşk dediğin...

Bulunamayan mutluluğu, sarp yamaçlarda aramaktır, güzel günlerin bir kaç takvim yaprağı ileride olduğunu düşünmektir aşk. Hayat boyu bir daha hissedilemeyecek derecede güçlü ve yoğun duyguyu, nefreti, sevgiyi, acıyı hepsini, hepsini aynı anda hissetmek de; duygusuzluğun son demlerini yaşamak da aşktır mesela. En yalnız zamanında iki kişi olabilmektir bazen, bazense kalabalıklar içinde tek olabilmektir, hem yek olabilmektir hem de yok olabilmektir aşk. Yeri geldi mi şöyle sağlam bir kaç göz yaşı eşliğinde geceye dökmektir hüznünü, yeri geldi mi de çığlık çığlığa susmak. Bir tek sözle saltanatlar yıkıp, yine bir tek sözle yüzlerce yıl önce yakılmış romayı bile söndürmektir aşk. Maziyi silmektir, feleğe sövmektir, kapanan göz perdelerinin ardından tek bir sima görmektir, istemeyene de rüyalarda bile görülmemektir, sevmek ama sevilmemektir, yerilip de yerinmemektir, soldukça sarılmaktır aşk. Aşk, var olmamış ve belki de hiç esmeyecek rüzgarlarda uçurtma uçurmaya çalışmaktır. Umut ikliminde açan çiçeklerdir aşk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder