4 Aralık 2015 Cuma

Aşk bazen bir imtihandır

Öyle bir yıktın ki içimi, iç mimarın kralı gelse toparlayamaz dağınıklığımı.
Öyle alevlendi ki bıraktığın yangın, şimdi ne vakit yürüsem yangın alarmlarının altında, sırılsıklam oluyorum. Hiç bir itfaiye hortumu mesela kalbime gidecek kadar uzun ve kırmızı olmuyor.
Kalbim öylesine paramparça olmuş ki üzerinden araba lastiği geçse onu bile patlatır.

Hiç bir hukuk işlemiyor aşka, yazılan hiç bir kanun söz edemiyor sevgiden. Her şeye bir çözümü olan her suçluya bir kefen uyduran maddeler, kalbin katilleri karşısında sukun duruyor. Hiç bir mahkeme tutanağında geçmiyor adları.
Kalbin bu gereksiz ve düzensiz artıp azalan ritimlerini işleyemiyorlar tıp laboratuvarlarında ders niyetine.
Beynin işletmesi gereken bir vücudun kalbe bağlanması olayı hiç bir işletmeciye mantıklı gelmiyor.
Sırf bir yüz görüldü diye zamanın yavaşlaması Einstein'ın kemiklerini sızlatıyor ve hiç bir fizikci hesaplayamıyor bir gözün çekim kuvvetinin kaç newton olduğunu.
Aşk olsa olsa bir ritim yahut bir müzik oluyor konservatuarda, bazense tüm güzel enstrümanların sessizliği tanımlıyor bu hissi.
Vücudun sol yanı ağır basıyor geceleri, hiç bir "Eşit Ağırlık" izah edemiyor bu durumu.
Sözellikle yaz yaz bitmiyor aşk.
Sayısal hiç bir veri verilemiyor bu duygunun tesirine.
Hiç bir Dil, dünya üzerinde konuşulan hiç bir lisan yetmiyor anlatmaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder