5 Aralık 2015 Cumartesi

Sen ister inan ister sus

Sen uyurken saatlerce izledim seni yanı başında, rüyalarından bile daha yakındım sana.
Her nefes verişini yakaladım atmosferden, şifa niyetine soludum karbondioksitini.
Her "off" çekip suratını astığında sen, gözlerinin önünde çocuklaştım, yüzünde oluşmasını istediğim küçük bir tebessüm için. Sahi ne güzel şey gülüşüne sebep olabilmek.
Her gece eve doğru yürüdüğün tozlu kaldırımlar öksürtmesin diye seni, akşamdan su tuttum gri kentin tüm griliklerine.
Yoluna çıkabilecek kaç su birikintisi varsa, gece gece dağıttım sokaklara.
Evden acele ile çıktığın sabahlarda, üşürsün belki diye, çocukken beni kovalamış ne kadar kaz varsa hepsinin tüylerini yolup iliştirdim montunun dikişlerinden.
Ben, sen bilmesen de her sabah araba ile aldım bıraktım seni okuluna.
Sana laf atan yahut tenezzül eden kaç serseri varsa sokağında hepsinden bir kaç iz duruyordur bir kez olsun bakmadığın yüzümde.
Masanın hiç bakmadığın gözünde duran çiçekleri koklamasan da, içini hiç açmadığın kalemine gizlenmiş bir kaç parça notu görmesen de, test kitaplarının hep aynı sayfalarına attığım yıldızlarından olmasa da haberin. Yapmamıştır dediğin her şeyi yaptım.
Gecenin bir vakti, sırf rüyama giren bir cümle yüzünden uykumdan kalkıp satırlar dolusu şiir yazmaya başladım.
Şimdi sen ister inan bütün bunlara istersen de aklına mantığına yatmasın tüm bunlar. Sana değil, sevgine harcanmış onca zamana istersen değer ver istersen de yalan de.

İsteme de zaten be...
Ben seni sensizken sevdim kalbim tekledi; bir de sen karışsan şimdi mevzuya, halimiz duman...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder