20 Aralık 2015 Pazar

Kim bilir? Kimse...

Kim bilir asfaltına ayak basılmamış kaç yol var önümüzde.
Kim bilir kaç dönüş, kaç keskin viraj, kaç uçurum kenarı bekliyor zamanın kumları arasında.
Ve kaç rüzgar esecek aralamak için o kumları.
Kim bilir kaç hece saklıyorsun henüz okunmamış beyaz sayfalarında.
Kaç silginin izi, kaç sevdanın gizi duruyor satır aralarına sıkışmıs.
Yazılamayanların bir ettiği duygu dolu paragrafların, kim bilir ne kadar daha küskün kalacak okunmaya.
Kaç kaldırım taşı hasret ayakkabının tozuna,
Kaç saat kaldı bir sonraki gülümsemene,
Kaç sayfada daha bir araya gelecek senin bu adın,
Yahut ne vakit bitecek yadın kim bilir.

Kim bilir?
Kimse bilmez.
Ben de bilmem, sen de.
Kimin neye neyin kime değdiğini, hangi kalbin kime niye değdiğini, bir sevda safsatasının nelere deyeceğini,
Kimse bilmez.

Ben bilerim diyen de kimse artık, bir bilgin bir meczup yahut fuzuli bir mecnun mu kimse artık o,
o kimse de bilmez.
Şu saatten sonra kimse bilmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder