7 Aralık 2015 Pazartesi

Leylasız Mecnun Olmaz

Leyla, öyle sıradan bir kız değildir.
Sevdiğiniz bedenlerin adını Leyla koyup, mecnun değil bir meczup olup, haramdan buz kesmiş ellerinizle, yandığınızı ancak, iddia edersiniz.
Bir ömürlük bir nefesi, bir anlık heves eyler heba edersiniz.

"İşte! ben bu kızın gözlerine saatlerce bakabilirim" deyip aşık olduğunuzu sanıyorsunuz.
Oysa Leyla dediğinle gelinmez gözgöze.
Söz söze olunur orası ayrı.
Aynı kadehten şarap içilmez onunla.
Olsa olsa aynı secdeye koyarsınız başınızı, dudak payınız aynı bırakılır belki bir bardak çayda.
Misal, saçları okşanmaz onun.
Rüzgarda dalgalandığı görülse kafidir.
Aynı martıya simit atarsınız belki başka bankların şahitliğinde.
İki yakası bir araya gelmeyen istanbulun o iki ayrı yakasından el sallarsınız göremediğiniz yüzlere.
İki farklı kıtadan gülümsersiniz birbirinize.
Yahut iki farklı kıtada aynı kafiye olursunuz olsa olsa.
Senin gündüz vakti boğazda beslediğin bir balık, akşam vakti sofrasına düşer onun.

Çünkü iki ömrün hesabını, yalnız verebilmektir mecnun olmak.
Yeri geldi mi yek olmaktır, yeri geldi mi de yok olmaktır mecnun olmak.
Mecnun olmak Leyla amacını araç edinebilmektir.
Mecnun olmak, Leyla gibi Leylaya sevdalanabilmektir.
Mecnun olmak, göremediğin ilhama "nimet" diyebilmektir.

Leylasız mecnun olmaz, Mevlasızsa ancak meczup olunur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder