10 Ocak 2016 Pazar

Bi' ses ver

Ses ver biraz.
Nerde o montunun hışırtısı,
Saçların sıradan kalkarken tel tel olur,
Elektrik sesi çıkartırdı,
Yahut her neyse işte o ses,
O nerde?
İyiden iyiye silindin hatıralarımdan,
Umrumda değil,
yer alma artık günlüklerimde,
Fotoğrafını felan da görmeyim bir yerlerde.
Ama sadece bir ses ver.
Kelimelerin de silinip gidecek bir zaman sonra.

Korkuyorum,
Hiç kopmayacak fırtınaların öncesinde de olur mu sessizlik?

Kim bilir nerde ne konuşuyorsun şimdi,
Gerçi saat gecenin beşi çoktan birleşmiştir dudakların.
Gece çoktan yorgun olmuştur üstüne.

Sen en iyisi rüyama gel benim,
Bir kaç bir şey fısılda.
Sövsen de olur sevsen de farketmez,
Şu alfabe denilen büyük nimeti kullan yeter.

Bilirim, bulutlar var aramızda.
Ve hiç aşılmayacak yollar, yürünmediği için.
Bilirim ki hiç bir şey bilmem sevgiden aşktan.
Sen yine de bir kez olsun bağır bana sokağının başından.
Belki bülbüller öter sesini seher vakitlerinde,
Yada belki bir yıldırım düşer arka bahçeme.

Şu saatten sonra seversin sevmezsin umursamıyorum aslında,
Kime verirsin kalbini bilemem,
Senin elin de kalem tutar mı,
Yahut bir kalem senin de elinden tutar mı,
Bilmem.
Kime verirsin kalemlerini bilmem.
Sen bana arada bir ses ver kafi.
Hem sen sevdiğin birinin sesini unutmak ne demek bilir misin?
Hani böyle aklına mükemmel bir şarkı gelir bağıra bağıra söylemek istersin de bir türlü çıkmaz ya melodisi ağzından,
Al şimdi o hissi,
Bir ömür harcanmışlıkla çarp.
Öyle lanet bir şey.

Sessizliğin, ilham perilerinin kalbine saplanmış bir hançer...

Ben de böyleyim işte,
Özgürlüğünün esiriyim,
Sessizliğinin.
Kelepçe bile kanıyor bileklerimde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder