13 Ocak 2016 Çarşamba

Gök kafidir, yer füzun...

Bazen taşlara yazarım dertlerimi.
Meczup misali bazen de ağaçlara anlatırım,
Toprağından bir adım uzaklaşmamış uzun vefakar dostlarıma.
Betonlarda bile kaybolur mürekkebim.
Yahut bir zaman sonra ağaçlar dahi unutur sözlerimi.
Hoşuma gidiyor aslında dünyanın bu hali,
Ne kadar bastırırsam bastırayım üstüne,
elbet siliyor her şeyi.

Bir gün yine sıkılmışken griliklerden,
Bir ağaca yasladım sırtımı,
Döndüm ve başladım.
"Sevgili dostum.
Gök mavi yer beton.
Gök, kuşlar kadar hür,
Yer ağaçlar kadar gür."
Dedim ki ona,
"Göz mavi, yer sukun.
Yerdede mavilikler vardır bilir misin?
Belki denk gelmişsindir bir iki tanesine,
Yahut bu kötürüm halinle bir iki tanesi göz gezdirmiştir dallarında.
Esaretinin bedelini ödetirmişçesine betonlara.
Grilerde dolaşan gezen, mavilikler vardır yerde de."

Hüzünlendi biraz ağaç, dallarını çevirdi göğe doğru.
Tek söz etmedi ama,
Ben de devam ettim,
Ve dedim ki,
"Gök baki, yer hüzün.
Sonsuza uzanır onlar.
Ah bir çift kanadımız olsaydı şimdi ne güzel olurdu.
Bu saplandığın topraktan bir kaç dakikalığına söksem de seni,
Kurtulsan hüznünden."

Yapraklarını hışırdattı koca yeşil dostum.
Yaklaştım biraz, anlayabilmek için.
Dedi ki
"Nasıl?
Ben toprağa doğmuşum,
Toprakta doğmuşum,
Yine toprak olmak için.
Toprak olacaklara gölge olayım diye doğmuşum."
"Ah vefakar dostum" dedim ona.
"Sen sahisin ben mecnun.
Sen akilsin, ben meczup.
Sen en iyisi boşver beni."

"Ah dostum ah,
Ama herkes biliyor ya.
Gök mavidir, yer beton.
Bıraksalar da her renk yerini bilse.
Ne diye bulandırırlar ki kaldırımların berrak grilerini..."

Şimdi diyeceksin ki sen,
Bir renk için sevilir mi gök yüzü?
Ah dostum,
Ben bir mavi gördüm ki,
Artık bana,
Gök kafidir, yer füzun.
Çünkü dostum,
Çünkü herkes bilir,
Gök mavidir, yer beton...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder