8 Ocak 2016 Cuma

Hiç Çıkmıyorsun Aklımdan

Seher, şafağı söküyor saplandığı karanlıktan.
Sis çökmüş puslu dağlara, bir buhran havası.
Kasvet iyiden iyiye sarmış şehri.
Kargalar boş toprağı gagalıyor tarlalarda.
Bir of çekiyorum, yine tüm atmosfer ciğerime doluyor.
Adını döküyorum kağıtlara.
Kalemimin paslı ucundan hep senin adın çıkıyor.

Sonrasında biraz daha yükseliyor güneş.
Geçmiş güzlerin hasreti çöküyor gözlere.
Hırsızlar, iyi adamlar, hatta kötü polisler bile uyanıyor.
Ülkemin cumadan cumaya müslüman esnafı kepenk açıyor.
Tam da vakitsiz öten horozların başlarının kesildiği bir vakitte yani.
Yine sen düşüyorsun mürekkebime.
Her sabah düştüğün aklımdan hiç çıkmadan hem de.

Titrek hallerimden yüz bulan güneş, tepeme çıkıyor bir zaman sonra.
Oysa yazları üşümem ben,
Rüyalarımdaki yokluğun veriyor kalbime bu soğuk rüzgarları.
En meczup hallerde, en mecnun çöllerde seraplarını görür oluyorum sonra.
Uçuşan kum tanelerine işliyorum adını.

Ardından dağların arkasına saklıyor güneş yüzünü,
Yavaş yavaş kararıyor hava.
Gidişin düşüyor aklıma.
Başkentin kaldırım taşlarını çiğneye çiğneye gidişin.
Ve ne hikmetse, yine, bir kez daha, sen düşüyorsun kalemime.

Gün batıyor sonra.
Araba kornaları yerini ağustos böceklerinin yakarışlarına bırakıyor.
Toprağına ayak basmış kaç şairi varsa memleketimin,
Bir şeyler "karalıyorlar" beyaz kağıtlara.
Oysa ben, gecenin karanlığını beyazlıyorum nurunla.
Bir kaç cilt saçmalamış oluyor herkes çoktan.
Bense hala baş harfini sayıklıyorum yıldızlara.

Böyle böyle seni anıyorum günde beş vakit.
Ne vakit sen gelsen aklıma alıyorum kalemi elime,
Elem dolu elim huzur buluyor adınla.
Namazlarıma karışıyor göz yaşların.
Ve ben bir kez daha yüceltiyorum kalemimi,
Bir kez daha işliyorum yüzünü kalbime, kağıtlara.

Hem ne olmuş nemnak olmuşsa müjganım.
Böyle böyle seviyorum seni.
Ne olmuş tüm gün aklımdaysa dildarım.
Ben de böyle seviyorum seni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder