9 Ocak 2016 Cumartesi

Yalnızlık Üzerine...

Yalnızlık,
Bir sokak çocuğunun,
Sabah sabah uykusu kaçmış bir yarasanın,
Unutulmuş bir şehrin yalnızlığı.
Yalnızlık,
Uçamayan kuşlar misali.
Tellere takılmış uçurtmam hala sallanır gökyüzünde.
Ama hala gök yüzündedir,
Ki muhim olan da odur.
Arada bir de kuşlar ilişir yanına o kadar.
Yalnızlık,
Tek başına yaşarmışçasına.
Ah bahçemin kırmızı gülü ne de dikenlidir.
Ulaşılamaz olan ne de yalnız.
Yalnızlık,
Dağlar misali,
Koca heybetli yalnız dağlar.
Ne diye küstürürler tavşanları anlamam.
Yalnızlık diyorum aziz dostum.
Yalnızlık,
Nargileye konulmus tek köz gibi.
Tek başına sönüp, eriyip gitmek.
Her nefeste biraz daha bitmek.
Yalnızlık,
Ve bir sokak lambasının
El değmemiş ışığı.
Gecemi aydınlatan karalama hali kadar yalnızlık.
Yalnızlık,
Boş kalmış veresiye defterleri.
Bir bakkalın kısa zamanlı iktisadi sohbetleri.
Ve yüz kişilik sıranın ucundaki gişe görevlileri.
Yalnızlık,
Buruşmuş parmakların ördüğü
Hiç giyilmemiş patikler.
Ahşaptan bir baston.
Beyaz bir saatin tik tak sesleri.
Yalnızlık,
Soğuk tarafı yatağın.
Ve yalnızlık,
Eski bir sandalye gıcırdaması.
Ve şiirler,
Ki onlardır en mahsus yalnızlığa.
Şiirler sever yalnızlığı,
Ve sevilene yazılır şiir.
Öyleyse bu şair,
Sever yalnızlığı.
Çünkü, sevilene yazılır şiir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder