3 Ocak 2016 Pazar

Mazi

Bugünü yaşamak isterken delicesine,
Dünün yaşanmışlıklarında boğulmakla geçiyor ömür.
Ve biz,
Biz gökyüzündeki milyonlarca yıldızdan sadece biri olarak geçiyoruz ömre.
Ömür ise her gün bir başka "geçiriyor" bize.

Eskilerin sinmişliği kolay kolay geçmiyor kıyafetlerden.
Tozlansa da kimi defterler, bir gün açık kalan pencerelerden ansızın giren bir rüzgar aralıyor sayfalarını.

Bazı isimler dibine kadar unutulsa da,
Bir gün bir şirket tabelasına
Yada ne bileyim belediyenin ücra parklarından birine yazılmış bulunuyor.

Koparılan her tarih,
"Unutucam" dediğiniz her vakit,
Bir gün yarım yamalak yırtılmış bir takvim yaprağında çıkıyor karşınıza.
Oturulmuş banklar hala sıcak,
El sallanan gemiler hala uzak,
Martılara atılan simitler hala taze olabiliyor.

Misal...
Size mor bir fil düşünmeyin desem?
Düşünürsünüz ama kendi kendinize inkar edersiniz "düşünmedim" diye.

Mazi de böyledir işte...
Unutucam dedikçe gelir kurcalar hafızanızın fabrika ayarlarını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder